Fay Hattı Üzerindeki Tehlike
Görür, Kanal İstanbul’un Marmara Denizi’nden geçen Adalar ve Kumburgaz fay hatlarının üzerinde bulunduğunu ve bu hatların enerji biriktirdiğini açıkladı. “Bu fayların kırılması durumunda büyük bir deprem kaçınılmaz olacaktır. Böyle bir bölgede ‘risk yok’ demek gerçekçi değil” ifadelerini kullandı.Deprem ve Heyelan Riski
Özellikle Küçükçekmece ve Büyükçekmece gibi proje alanlarındaki fayların aktif olduğuna dikkat çeken Görür, bu bölgelerdeki hareketliliklerin binalarda çatlaklara ve kaymalara yol açabileceğini söyledi. “Büyükçekmece’nin batıya ve güneye doğru kaydığı tespit edildi. Bu durum, önümüzdeki 20 yıl içinde bölgede ciddi yapısal hasarlara neden olabilir” dedi.Artan Nüfus ve Yapılaşma Felaket Getirebilir
Kanal İstanbul’un, bölgedeki nüfus yoğunluğunu ve yapılaşmayı artırarak deprem tehlikesini daha da büyüteceğine işaret eden Görür, “Deprem bölgelerinde daha fazla yapı, daha fazla can kaybı demektir. Bu proje, olası bir felaketin etkilerini artıracaktır” dedi.Maliyet ve Ekonomik Kaygılar
Projenin mali boyutunu da değerlendiren Görür, bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle maliyetlerin üç katına çıkabileceğini ve toplam maliyetin 200 milyar doları aşacağını ifade etti. “Bu kadar ekonomik zorluk çeken bir ülkenin, kaynaklarını böylesine riskli bir projeye ayırması akılcı değil” şeklinde konuştu.Uzmanlardan Yetkililere Çağrı
Prof. Dr. Naci Görür, projeyi bir kez daha değerlendirme çağrısında bulunarak, “Bu proje, sadece bir inşaat değil; aynı zamanda milyonlarca insanın hayatını etkileyebilecek bir mesele. Can güvenliği ve ekonomik istikrar için bu riski almamalıyız” dedi. Yetkilileri, bilimi önceliklendiren bir yaklaşımla hareket etmeye davet etti.Toplum ve Bilim El Ele Vermeli
Görür’ün açıklamaları, Kanal İstanbul’un sadece ekonomik değil, aynı zamanda yaşamsal riskler taşıdığını gözler önüne seriyor. Kamuoyunun da bu süreçte bilinçlendirilmesi ve bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınması, projeye dair daha sağlıklı kararlar alınmasına yardımcı olabilir.