İlk değerlendirmeler ve bazı kaynaklar Karasu'nun aktif olmayan deprem bölgelerinden biri olduğunu ve ilçe sınırları içerisinde doğrudan bir fay hattı bulunmadığını belirtse de, bölgenin genel sismik yapısı ve yakın çevresindeki önemli fay hatları dikkate alındığında durum daha detaylı bir inceleme gerektirmektedir.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nun Gölgesi:
Türkiye'nin en aktif ve tehlikeli fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), ülkenin kuzeyinden başlayıp Marmara Denizi'ne uzanarak önemli bir sismik risk oluşturmaktadır. Sakarya ili, bu ana fay hattının etkili olduğu bir bölgede bulunmaktadır. Karasu ilçe merkezinden doğrudan diri fay hattı geçmediği belirtilse de, Sakarya'nın Akyazı, Arifiye, Ferizli, Hendek, Karapürçek ve Sapanca gibi bazı ilçelerinde diri fay hatları bulunmaktadır. Karasu'nun bu aktif fay hatlarına olan yakınlığı, olası bir büyük Marmara depreminden veya KAF üzerindeki kırılmalardan etkilenme potansiyelini ortaya koymaktadır.
Geçmişte yaşanan büyük depremler, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bölge üzerindeki yıkıcı etkisini rõชัด bir şekilde göstermiştir. Bu nedenle, Karasu'nun doğrudan fay hattı üzerinde bulunmaması, deprem riskinden tamamen muaf olduğu anlamına gelmemektedir. Bölgenin genel depremselliği ve çevre fay hatlarının aktivitesi, Karasu için de ikincil etkiler açısından risk oluşturmaktadır.
Deprem Bölgesi Sınıflandırması ve Karasu:
Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'na göre Sakarya ili genel olarak yüksek dereceli deprem bölgeleri arasında yer almaktadır. Karasu'nun da Sakarya'ya bağlı olması sebebiyle bu genel sınıflandırmadan etkilendiği söylenebilir. Her ne kadar bazı yerel değerlendirmelerde Karasu'nun zemininin Adapazarı merkezine göre daha sağlam olduğuna dair görüşler bulunsa da, geniş ölçekli deprem risk haritaları ve jeolojik araştırmalar bölgenin deprem tehlikesi altında olduğunu göstermektedir.
Yapılaşma ve Güvenlik Önlemleri:
Deprem riski göz önünde bulundurularak Karasu'da yapılaşma konusunda belirli düzenlemeler getirilmiştir. Makalede belirtilen "bina kat sayısının 3 olarak belirlenmesi" bu düzenlemelerin bir yansımasıdır. Düşük katlı binaların depreme karşı genellikle daha dirençli olduğu kabul edilmektedir. Ancak, güncel imar yönetmelikleri ve plan notları incelendiğinde, belirli parsellerde, zemin etüdü ve gerekli mühendislik hesaplamaları yapılması koşuluyla bodrum katlar hariç 5 kat ve hatta bazı özel durumlarda daha fazla kata izin verilebildiği görülmektedir. Bu durum, yapılaşmadaki kat sınırlamasının parsel bazında ve zemin özelliklerine bağlı olarak değişiklik gösterebileceğini düşündürmektedir.
Deprem riskini azaltmaya yönelik yapısal önlemlerin başında zeminin doğru etüt edilmesi ve yapıların güncel deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi gelmektedir. Karasu gibi deprem bölgesine yakınlığı bilinen yerlerde, zemin sıvılaşması riski gibi faktörler de dikkate alınarak temel sistemleri ve bina taşıyıcı sistemleri büyük önem taşımaktadır.
Karasu ilçe sınırları içerisinde doğrudan yüzey kırığı oluşturan aktif bir fay hattının bulunmadığı yönündeki bilgiler mevcut olsa da, Sakarya'nın birinci derece deprem bölgesi olması ve Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yakınlığı Karasu'yu deprem riski taşıyan bir bölge yapmaktadır. Olası bir büyük depremde Karasu'nun da sarsıntıdan etkilenmesi kaçınılmazdır.
Bu nedenle, Karasu'da yaşayanların ve yatırım yapmayı düşünenlerin deprem gerçeğinin farkında olması büyük önem taşımaktadır. Yapılaşmada güncel deprem yönetmeliklerine titizlikle uyulması, zemin etütlerinin doğru yapılması ve binaların depreme karşı güvenli inşa edilmesi hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, bireysel olarak da deprem öncesinde, anında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bilinçli olmak, olası kayıpları en aza indirmek için kritik öneme sahiptir. Karasu, depremle yaşamayı öğrenen ve buna göre önlemlerini alan bir bölge olarak geleceğe hazırlanmalıdır.