1960’tan Bağımsızlığa: Kıbrıs Türklerinin Zorlu Yolu
Kıbrıs'ta Türkler ve Rumlar arasında eşit ortaklık temeline dayanan
Kıbrıs Cumhuriyeti, 1960 yılında kuruldu. Ancak 1963'te başlayan Rum saldırılarıyla, Kıbrıslı Türkler ülke yönetiminden dışlandı. Yunanistan'daki askeri cunta yönetimi, Kıbrıs'ta da Türk köylerine saldırılar düzenleyerek durumu daha da gerginleştirdi.Bu baskılar üzerine Kıbrıs Türkleri, 1967 yılında "Geçici Türk Yönetimi" kurarak kendi kendilerini yönetme yoluna gitti. 1974’te Yunanistan destekli Nikos Sampson'un darbesiyle Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios devrildi. Bu gelişme, Türkiye’nin müdahale hakkını kullanmasına neden oldu.
Kıbrıs Barış Harekatı: Türk Toplumunun Güvencesi
20 Temmuz 1974'te Türkiye, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in talimatıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Bu harekat, Kıbrıs Türklerinin can güvenliğini sağlarken, Kıbrıs'ın Yunanistan’a ilhakını önledi. Harekatın ardından 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.1975'te, BM gözetiminde yapılan nüfus mübadelesiyle adada iki kesim oluşturuldu: Rumlar güneye, Türkler kuzeye geçti.
15 Kasım 1983'te ise Kıbrıs Türk Federe Meclisi,
KKTC'nin bağımsızlığını oy birliğiyle ilan etti.
KKTC’nin Tanınma Mücadelesi ve Türk Devletleri Teşkilatı
KKTC’nin bağımsızlığı sadece Türkiye tarafından tanındı ve uluslararası yaptırımlara maruz kaldı. Ancak 2022'de Semerkant’ta düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde KKTC,
gözlemci üye olarak kabul edildi. Bu, KKTC’nin uluslararası arenada ilk defa kendi adıyla bir kuruma kabul edilmesi açısından önemli bir gelişmeydi.
KKTC’nin Siyasi Yapısı
KKTC Anayasası, temsili demokrasiyi öngörmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir yapılırken, yasama yetkisi 50 üyeli Cumhuriyet Meclisi’ne aittir. Yürütme yetkisi ise Cumhurbaşkanı tarafından atanan Başbakan’ın liderliğindeki Bakanlar Kurulu tarafından yürütülmektedir. Ekim 2020'deki son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ersin Tatar, KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı oldu.
Çözüme Yönelik Girişimler: Annan Planı ve Sonrası
Kıbrıs sorunu, yıllar boyunca çeşitli müzakere süreçlerine konu oldu. 1990'larda BM Genel Sekreteri Butros Ghali'nin önerdiği "Fikirler Dizisi", çözüme yönelik önemli bir adım olarak sunuldu, ancak Rum tarafı AB üyeliğine odaklanarak bu öneriyi reddetti. 2004'te ise BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanan
Annan Planı referanduma sunuldu. Kıbrıslı Türkler plana 'evet' demesine rağmen, Rumların reddi nedeniyle çözüm süreci başarısızlıkla sonuçlandı.
KKTC’nin Önemi ve Mücadelenin Geleceği
Kıbrıs Türk halkı, yıllarca süren mücadelelerin ardından bugün bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir. Ancak uluslararası alanda tanınma sorunu devam ediyor. Türkiye, KKTC’nin haklarını koruma konusunda kararlılığını sürdürmekte ve Ada’daki Türk toplumunun varlığını güvence altına almaya devam etmektedir.
"Ne mutlu KKTC’nin Türk çocuklarına" ifadesiyle Rauf Denktaş’ın vurguladığı gibi, Kıbrıs Türklerinin mücadelesi bitmiş değil. KKTC’nin gelecekte tam
bağımsızlık ve uluslararası tanınma yolundaki çabaları devam edecektir.KKTC’nin 41. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun!