Dr. Chelsea Heveran liderliğinde yürütülen bu araştırma, çevre dostu ve sürdürülebilir yapı malzemelerine duyulan ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bilindiği üzere, dünya genelinde çimento üretimi yılda 4 milyar tonu aşarak karbon salımının %8'ini oluşturuyor. Bu da yeni ve doğayla uyumlu alternatifleri acil bir gündem maddesi haline getiriyor.
Yeni geliştirilen malzeme, süngerimsi ancak dayanıklı yapısıyla dikkat çekiyor. Miselyum ağı içine yerleştirilen özel bakteriler, zamanla bu organik yapıyı kemiksi, sert bir hale getirerek onu taşıyıcı bir yapı malzemesine dönüştürüyor. Dahası, bu malzeme "canlı" kabul ediliyor çünkü bakteriler dört haftaya kadar aktif kalabiliyor ve bu süreçte malzeme kendini onarabiliyor.
Her ne kadar şu anki uygulamalar laboratuvar ölçeğinde sınırlı kalsa da, uzmanlar bu teknolojinin özellikle afet bölgelerinde ya da uzay görevlerinde devrim yaratabileceğini öngörüyor. Sebebi basit: Çimentoyu taşımak yerine, bu yapı malzemesi yerinde üretilebiliyor.
Bu heyecan verici gelişme, mimari tasarımdan afet yönetimine kadar birçok alanda yeni kapılar açabilir. Ancak büyük ölçekli kullanıma geçmeden önce güvenlik, maliyet ve dayanıklılık testlerinin tamamlanması gerekiyor. Şimdilik umut vaat ediyor, gelecekteyse belki de inşaatın dilini baştan yazacak.